RESMİN BÜTÜNÜNÜ GÖRMEK

Günlük hayatta neredeyse hepimizin başına birçok dert ve olumsuzluk gelmektedir. Ne yazık ki hayat tıkır tıkır, güllük gülistanlık yürümemektedir. Mesleğim gereği çok dert dinleyen biriyim. Neticede anladım ki dertsiz kimse yok. Yaradan kimseyi es geçmemiş ve herkese tek tek, çeşitli dertler göndermiş. Peki kaçınılmaz olan gündelik hayatımızda sık sık karşılaştığımız problemlerle nasıl bir ilişki kuracağız?

Ben dahil çoğumuz başımıza gelen birçok dert ve problem karşısında ani, refleks kararlar veriyoruz. Biliyorum; hiçbirimiz problemleri ve problemlerle ilişkili olumsuz duyguları sevmiyoruz, istemiyoruz. Öfke, kaygı, üzüntü, korku gibi duyguları tetikleyen problemleri haklı olarak hızla bertaraf etmek istiyoruz. Peki; acaba sorunları hızla çözme yoluna gitmek problemin çözümünde ne kadar işe yarıyor?

Örnek vermek adına; sizi, geçmişe, kendimize haksızlık yapıldığını düşündüğümüz bir olayı hatırlamaya davet etmek istiyorum. Mesela; önemsediğimiz birinin bize büyük bir haksızlık yaptığını düşünelim. Biz de hakkaniyete çok önem veren biri olarak bu problem karşısında yoğun bir öfke yaşarız. Neticede hemen, bir an önce bize yapılan haksızlığı cezalandırmak suretiyle yoğun rahatsızlık duyduğumuz öfke hissinden kurtulmak isteriz. Haksızlık yapan kişiye ilk aklımıza gelen yöntemle hak ettiği davranışı yapmaya çalışırız. Kırdık, döktük, hakaret ettik… Ne de olsa öfke baldan tatlıdır. Peki ya sonuç? Öfkeyle kalkan zararla oturur! Acaba karşılaştığımız problem ortadan kalkmış mı olacak; yoksa daha da mı büyümüş olacak? Hakkaniyeti çok önemseyen biz, yaptığımız refleks davranışlarla hakkaniyetli olma değerimize biraz daha yaklaşmış mı oluruz; yoksa değerlerimizden biraz daha uzaklaşmış mı oluruz?

Sonuçta bizde öfke yaratan problem, yaptığımız bu davranışla çözülmeyeceği gibi durum daha da çetrefilli bir hal alacaktır. Değerlerimizle zıt düşmenin neticesinde yaşadığımız pişmanlık ve kendimize duyacağımız ekstra öfke de cabası…

Demek ki; duygusal ani hareketler başımızı daha da belaya sokuyor ve problemin daha da büyümesine yol açıyor. Problemler karşısında bir adım geri çekilerek içinde bulunduğumuz durumu daha etraflıca değerlendirmeye ne dersiniz? Problem ve bizde yarattığı olumsuz duygularla beraber acaba resmin içinde başka hangi ögeler var? Mesela; probleme bir adım geri çekilerek baktığımızda kadraja belki değerlerimiz de girebilir. Zaten problemin bizde yarattığı duyguyu hemen yok etme yoluna gitmek yerine bir adım geri çekilip bizi rahatsız eden olayı ve duyguyu nazikçe ve cesaretle incelediğimizde; orada bir değer olduğunu göreceğiz. Yoğun ve olumsuz duygular her zaman bizim için değerli bir şeylerin olduğu yerlerde ortaya çıkar. Değerin maddi bir durum olması üzerinden örnek vermek isterim. Düşünün; evimizin kapısında eski, külüstür bir Şahin marka araç varsa mı, ‘çizilir’, ‘üzerine saksı düşer’, ‘başka bir araba geçerken aynasını kırar’, gibi kaygı veren düşünceler daha çok aklımıza gelir? Yoksa son model bir Mercedes marka arabam varsa mı? ‘Şahinci’ diye tabir edilen Şahin marka arabaların fanatiği olanlarınızın dışında hepinizin son model Mercedes dediğini duyar gibiyim. Bizi rahatsız eden olumsuz düşünceler neredeyse her zaman değerlerimizle ilişkili olarak ortaya çıkar. Eski bir uzakdoğu sözünde bahsedildiği gibi ‘çöplük neredeyse hazine onun altındadır’. Olumsuz duygu, düşünceler ve acı nerede karşımıza çıkarsa; etrafı dikkatli kolaçan ettiğimizde değerlerimizin de orada olduğunu görürüz.

İlk örneğimize dönecek olursak; karşımızdaki kişi hakkaniyet değerimize ters davrandığı için öfkelenmiştik. Öfke duygumuzla, hakkaniyet değerimiz arasındaki ilişkiye dikkat etmenizi isterim. Problemle karşılaştık, öfke duygusu hissettik ve şimdi ne yapacağız? Bir adım geri çekilelim ve resmin bütününe odaklanalım. Resmin bütününü hesaba kattığımızda sağlıklı kararlar vermemiz ve doğru davranışlarda bulunma olasılığımız daha da artacaktır. Böylelikle bize yapılan haksızlığa refleks ani bir davranışla karşılık vermektense; kendi değerlerimiz, hayattaki duruşumuz ve belki en önemlisi sevgi dolu kalbimiz doğrultusunda en doğru yanıtı verme fırsatı yakalamış olacağız. Resmin bütününe bakabilmekle ilgili meşhur bir iş adamımızın taktiği belki yol gösterici olabilir. Merhum, değerli iş adamımız önemli kararları verirken bir gece geçmesini bekler ve kararını yatıp kalktıktan sonra verirmiş.

Dertler kaçınılmazdır, acı kaçınılmazdır; ancak acımız ızdıraba dönüşecek mi bu bizim elimizdedir. Hayat %10 başımıza gelenler; %90 başımıza gelenlere karşı bizim nasıl yanıt verdiğimizdir.

 

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s